Mahmut TURSUN

Mahmut TURSUN

Kayseri, Köşe Yazısı, mahmut tursun, Yazar

SUCUK SİYASETİ...

Kayseri deyince ilk akla gelen “pastırma, sucuk ve mantı” olunca; güzel yurdumun diğer illerinde yaşayanlarda “Kayserililer her gün sucuk, pastırma, mantı yiyor” gibi bir algı var.

Değil efendim!

Nasıl ki Giresunlular her gün fındık, Malatyalılar kayısı, Antepliler baklava, Bursalılar şeftali, Trabzonlular hamsi, Karslılar kaşar peyniri yemiyorsa Kayseri’de de durum aynı.

Her ilin yöresel lezzet ve ürünleri gibi Kayseri’mizin de yöresine özgü bir mutfağı var kuşkusuz.

Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nin Kayserililerin hizmetine sunulmasıyla başlayan ve her yıl daha da profesyonelleştirilebilmesi için ayrı bir çaba gösterilen Gastronomi Günleri ile mutfak lezzetlerini ülke ve dünyaya tanıtma, pazarlama çabası içerisinde olan bir şehrin, misafirlerine yöresel lezzetlerini ikram etmesinden daha doğal ne olabilir Allah aşkına!

Kendi içerisinde açmazları olan ve “siyaseten” çıkmaz sokaklarda kaybolan muhalefetin; Erciyes Yüksek İrtifa Kamp Merkezi’nde konuk edilen bir bakan ve beraberindeki heyete mangalda sucuk ikramından pay almaya çalışması tek kelime ile dramdır.

Her fırsatta ifade etmeye çalıyorum; memleketin onca sorunu varken ses çıkartamayan, toplumu arkasına alamayan, doğru ve hakikatli siyaset üretemeyenlerin kısır bir döngüden kurtulamamasının faturasını yine bu millet ödüyor.

Ülkesini ve milletini seven tüm fert gibi gönül arzu ediyor ki; bir babayiğit çıksın meydana şehrinden, milletinden yana yapıcı, yönlendirici açıklamalar yapsın, şehrin idarecilerini doğru işlere sevk ve teşvik etsin, çözüm üretici olsun.

Yok!

Birçoğu şov peşinde…

Neymiş efendim; millet geçim sıkıntısında, siz mangal keyfi yapıyorsunuz.

Evet, doğru. Yurdum insanının birçoğu geçim mücadelesi veriyor. Bu mücadele, şehrin yöresel lezzetinin tanıtım ve ikramı ile sekteye mi uğramış oluyor?

Sucuk ve pastırmanın kalbi Kayseri’deki üreticileri çatısı altında toplayan Ticaret Borsası’nın “iç dinamikleri canlandırma umuduyla” verdiği ikram üzerinden yerel yönetime ve iktidara karşı taarruza geçmeye çalışmayı hiçbir yere oturtamıyorum doğrusu.

Toplasan üç-beş kilo gelmeyecek sucuklarla yapılmış bir etkinliği, ülke gündemine taşımak için mesai harcayıp, bir bardak suda fırtına koparmaya çalışanların sucuk siyasetine soyunması akıl kârı mı?

Milletin geçim sıkıntısıyla dertleniyoruz” imajıyla sucuğa sarılanlar (!) güya fakirin halinden anlamak için her gün ekmek arası peynir mi yiyor?

Her şey bir tarafa yaşadığımız şehrin yöresel lezzetlerinin tanıtımı yapılmamalı mı? Buna mı esas itirazınız?

Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Memduh Büyükkılıç, sucuk üzerinden oluşturulan baskılara dayanamayıp, “Pişirdik ama yemedik” minvalinde bir açıklama yapma ihtiyacı hissetmiş.

Doğrusu, bunu da anlayabilmiş değilim.

Dili sürçmüştür herhalde.

Gastronomi Günleri adı altında iddialı bir işe soyunan Kayseri’de, pişirilmiş bir sucuğun ikramını izah etmekte bu kadar zorlanmaya gerek var mı?

Dönemin Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın “ara ara” yumruğunu masaya vururcasına yaptığı çıkışları yapabilmek lazım vesselam.

18 kez okundu
PAYLAŞ

DİĞER YAZILARI

×