Birçoğunuz aynı soruyu kendi aranızda “defalarca” konuşmuş, konuşanlara şahitlik etmişsinizdir.
Soru oldukça basit:
“Bugün seçim olsa kim kazanır?”
Sıklıkla duyduğum cevaba gelmeden son 6 ayın “kısa” analiziyle başlayalım.
20 yılın yorgunluğu, ekonomik göstergelerdeki sorunlu alanlara rağmen 14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinden başarıyla çıkan AK Parti liderliğindeki Cumhur İttifakı, 31 Mart 2024 Yerel Seçim süreciyle “son dönem sendromuna” tutuldu. Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli eliyle “15 Temmuz 2016’dan bugüne” yürütülen “güçlü” yol arkadaşlığının illerdeki karşılığı, yerel seçim süreciyle birlikte “yüzeysel” soğumaların başlangıcı oldu. Sadece Kayseri değil birçok ilde AK Parti+MHP oylarının son genel seçimlerdeki rakamsal karşılığı hiçbir belediyede aynı oranla sandığa yansımadı.
Bu “sayısal” gerçeği; kimileri, “AK Partililerin MHP’lileşmesine tepki”, kimileri de “MHP’lilerin AK Partilileşmesine tepki” yorumladı. Aslında ikisi de “farklı yollardan” aynı kapıya çıkan bir tepki olsa da belki de en isabetlisi, “AK Parti milletten, milletin gerçek gündeminden uzaklaşıyor” uyarılarıydı.
Bu uyarılar, dengelenemeyen fiyatlar, hayat pahalılığı, fiyat terörü, gelir adaletsizliği, geçim sıkıntıları gibi birbiriyle ilişkili sebeplerle “yerel seçimlere kadar” AK Parti’nin önünde büyük bir sorunlar yumağı olarak durdu. Açıkçası halen de öyle.
Elimde “hakikatli” bir veri yok lakin tahminim odur ki; AK Parti’ye, 14-28 Mayıs 2023 seçimlerini emekliler kazandırmıştı. 31 Mart 2024 yerel seçimlerini de emekliler kaybettirdi.
En baştaki soruyu bir daha soracak olursak…
Bugün seçim olsa Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kazanır.
CHP; millet CHP’yi istediği, sevdiği, özlediği, inandığı, güvendiği için değil ha!
Sadece ve sadece bu milletin büyük bir çoğunluğunda AK Parti’ye karşı oluşmuş, oluşmaya, birikmeye devam eden kızgınlıklar nedeniyle, AK Parti’yi cezalandırmak, AK Parti’den öç almak duygusuyla bugün seçim olsa CHP’yi iktidara taşır.
CHP iktidar olur, muktedir olamaz. Onu bilemeyiz. Bugünkü yazımızın özü de bu değil doğrusu.
Milletten, ülkesinin ve şehrinin gerçeklerinden, gündeminden bihaber gününü geçiren bir siyasi yapıyı bekleyen “kaçınılmaz” sonu “kalemimizin döndüğünce” satırlara dökmeye çalışıyoruz.
Şu ana kadar ülke gündemine ilişkin genel siyasetten birtakım örnek ve tespitlerle bir durum değerlendirmesi yapmaya çalıştım.
Müsaadenizle bunu biraz da yerele indirgeyerek siyaset dediğimiz mekanizmadaki çarkların eksik ya da yanlış döngüsüyle doğurduğu/doğurabileceği sonuçlara bakalım.
Şehirlerin de “siyaset mekanizması gibi” lideri, ağabeyleri, sözü dinlenen “hatırlı” insanları vardır.
Kayseri siyasetinin son 30 yılına ismini yazdıran Bekir Yıldız, Memduh Büyükkılıç ve Mehmet Özhaseki gibi.
Bekir Yıldız; bu şehirde hep bir ağabey olarak sevgi, saygı gördü. Görmeye de devam ediyor.
Keza Memduh Büyükkılıç da. Yaşı, “siyasi” tecrübe ve birikimiyle Kayseri’ye lider olamaz mıydı? Belki de biçilmiş kaftan. Ancak gördüğüm şu ki; kendisinin lider olmak gibi bir hedef ya da hasleti yok.
Peki, Mehmet Özhaseki.
Üçü arasında yaşça en küçükleri…
Kayseri denilince “nerede, ne konuda olursa olsun” kalbi “pırpır” atan, sevin/sevmeyin, beğenin/beğenmeyin, eksik/fazla, doğru/yanlış bu şehir için bir ömrün yarısını feda etmiş; otuz yıla şehrini kalkındırmayı, şehrini ülkenin bilinir şehirlerinden yapacak hizmet ve projeleri uygulamayı, sanayicisinden esnafına her nerede bir kırgınlık, küskünlük varsa giderip birliği tesis etmeye sığdırmış bir isim.
Tanıyanlar bilir ki; makamı da yakıştırmayı da istemez, tevazudan ödünsüzdür.
Şu günlerde kendisini hayır işlerine vakfetme adına bir kenara çekilmiş olsa da Kayseri’nin hem lideri hem ağabeyidir.
O’nun gerek yerel yönetim gerekse de siyasette aktif olduğu yıllarda kentte görev alacak bürokrat ya da bürokratlar; mazlum Anadolu insanının sırtına binmiş, 28 Şubatçılardan olamazdı mesela!
Bugünün Kayseri’sinde bırakın hangi bürokratın seçileceğini, herhangi bir ilçede görevden alınan bürokrattan ne belediye ne de il başkanının haberi olmuyor!
Samimice şu soruyu etrafınızdaki herkese sorun lütfen!
Sayın Özhaseki, Kayseri’de yerel yönetimin başında ya da aktif siyasette olsa kentteki bazı kurumlarda birileri kafasına göre fink (!) atabilir miydi?
Hâsılı, AK Parti “toparlanamadığı müddetçe” ne ülke ne de şehrimizde kan kaybını durduramayacak.