Başbakan çıkardık.
Dışişleri Bakanı çıkardık.
Cumhurbaşkanı çıkardık.
Parti Genel Başkanı çıkardık.
Ekonomi Bakanı çıkardık.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı çıkardık.
Millî Savunma Bakanı çıkardık.
Parti Grup Sözcüsü çıkardık.
Çevre ve Şehircilik Bakanı çıkardık.
Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı çıkardık.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı çıkardık.
Parti Genel Başkan Vekili çıkardık.
14-28 Mayıs seçimler için Kayseri’ye gelen ve “Kayseri gibi yoldaşı, Kayserili gibi kardeşi olanın sırtı yere gelmez” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kentin siyasi gücünü budadı adeta.
Elimizde kala kala Mustafa Elitaş kaldı.
Seçim günlerinde “Elitaş’ı göreniniz var mı?” diye sorardık, hafta sonunda ülkece (!) gördük, göreceğimizi.
Şehrine gelmeyen, gelse bile ortalıkta görünmeyen, kentin marka değeri olmuş Kayserispor Kulübü’nü ziyaret etmeye tenezzül bile etmeyen Sayın Elitaş’ın “kalabalık” kooperatif mağdurlarının arasından kaçışını izledik, hayretle.
“Mağdurum” diyen vatandaş, “kentin Genel Merkez nezdinde elinde kalan tek ismine” dert yakınacak yakınmasına da dinleyen kim?
Önceden nerede bir problem, kargaşa, anlaşmazlık varsa üzerine giden, milleti bağrına basan, milletin derdi ile dertlenen AK Parti gitmiş sanki de yerine “kulağının dibindeki” feryatları bile duymayan, kaçan, susan, hak arayanları provokatör (!) ilan eden başka bir şey gelmiş.
AK Parti’nin kendi içindeki seslerden Mehmet Metiner de İl Danışma Toplantısı’ndaki genel tabloyu yorumlayıp, ilgilileri yerden yere vurmuş şu sözlerle:
“AK Parti’mizin kalelerinden biri olan büyükşehir illerimizden birinde yapılan il danışma toplantısının fotoğrafları gösterildi bana az önce. Parmakla sayılacak kadar az sayıdaki topluluğu gördükçe içim acıdı. Üzüldüm. Büyükşehir Belediyesi yıllardır bizde. Her dönem bakanları olan ve hâlihazırda da üst düzey bir parti yöneticisi olan güzide bir ilimiz. Gerçi son yerel seçimde fena halde oy kaybına uğradı. İl danışma toplantısına katılanların sayıca azlığına değil sadece heyecan yokluğuna da üzülmemek elde mi? Kimse bahanelerin ardına sığınmasın. Ötesini demek istemiyorum. Onca anlı-şanlı insan millette ve teşkilatta güçlü bir heyecan ve coşku oluşturamıyorsa oturdukları o makamları ve sahip oldukları o unvanları hak etmiyorlar demektir. O kalemiz olan ilde durum böyleyse… Acilen ne lazımsa yapılmalı gayrı... Millete tepeden bakanlarla değil gerçekten milletin gönlünde taht kurmuş milletin hasbi adamlarıyla yol yürünmeli… Eş-dost-ahbap-çavuş ilişkileri son bulmalı…”
Sayın Erdoğan’ın genellikle mitinglerde kullandığı haliyle, “Neredeeeeen, nereye…”