Mahmut TURSUN

Mahmut TURSUN

Kayseri, Köşe Yazısı, mahmut tursun, Yazar

SURİYELİ KAOSU KİME YARAR?

Soru net, cevabı da oldukça basit değil mi?

Bölgesinde güçlenen, etkili ve oyun kurucu role sahip ülkemizde çıkacak her türlü kaos sadece bu ülke insanı ve devletimizin düşmanlarına yarar.

Ötesi yok!

İki gündür “istenmedik şekilde” ülke gündemini meşgul ediyor güzelim Kayseri…

Adi ve sapkınca bir olaydan yola çıkan, kontrolünü kaybeden, provokatörler eliyle de köpürtülen olaylar silsilesiyle “neredeyse” koca bir şehri yakıp, yıkmak için örgütlenen “çoğu gencecik yaştaki çocuklardan oluşan” kalabalık gruplar, zulüm saçıyor.

Cam çerçeve indiriyor, evler, binalar ateşlere veriliyor, inanılır gibi değil.

Ne için?

Suriyeliler ülkemizi, şehrimizi terk etsin” diye.

Pazartesi gecesi “yakılıp, yıkılan” Sahabiye Mahallesi’ni gezdim. Göz pınarlarımdan akacak yaşlara engel olamadım, içimdeki isyan çığlıklarıyla Allah’a sığındım.

Bunun adı insanlık olamaz!

Bunun adı Müslümanlık olamaz!

Bunun adı vatan sevgisi olamaz!

Bunun adı Türklük olamaz!

Olsa olsa zulüm olur, zalimlik olur, gaddarlık olur, vicdansızlık olur, Allahsızlık olur.

Evet, belki de çoğunuzun içinde büyüyen sesi, muhafazakâr, milliyetçi kitlenin ağırlıkta olduğu bu şehirde aylar önce bir risk ile kaleme alıp “mealen” demiştim ki, “…hükümet, göçmen politikası konusunda 3 maymunu oynamaya devam ediyor. Halk içinde biriktirdiği duygularını sandığa yansıttı. Bu sese kulak verin, çözüm bulun.

Görünen o ki, hükümete “duyması umuduyla” verdiğimiz ses ulaşmıyor. Bu defa kendi şehrimizde yaşayanlara seslenmeliyiz; aynı ton ve riskle…

Bakınız değerli Kayserililer; her şeyden önce bizim gibi karşımızdakiler de birer insan.

Onların da “tıpkı bizler gibi” hayalleri, umutları, geleceğe dair planları var.

Bizler kabul edelim, etmeyelim, sevelim, sevmeyelim, isteyelim, istemeyelim; kader, bu insanları Türkiye Cumhuriyeti devletinin kutsal topraklarına düşürdü bir kere.

Şurada çoğunuzdan farklı düşünüyor değilim; misafirlik, misafirlik olmaktan çıktı.

Bu hususta belirleyici olacak olan yine siyasettir. Siyasiler ve sivil toplum kuruluşları; halktan gelen talepler doğrultusunda ülke menfaatine olacak konularda hükümete baskı uygular, istişareler yapar, yol açar vs.

Birileri, “hangi gerekçe ile olursa olsun” masum, mazlum ve suçsuz sığınmacılara zulmediyorsa orada büyük bir yanlış yok mu?

2 bin yıllık geleneği olan Türk töresine göre, Türk devletine sığınmış misafire ne ara zulmeden bir millet oluverdik biz?

Hangi coğrafyada, hangi dinden, dilden, ırktan olursa olsun bize emanet edilen, sığınan bir mazlumun kalbine tek bir Türk korku salıyorsa şayet vay bizim halimize, vay ülkemizin haline.

İki gündür Kayseri’nin mahallerini “vatan sevgisi” örtüsüyle talan edenleri tarih de devlet hafızası da “kullanışlı” maşalar olarak kaydedecektir vesselam.

88 kez okundu
PAYLAŞ

DİĞER YAZILARI

×